16 Kasım 2012 Cuma

Erkeksiz Kadınlar - Zanan-e Bedun-e Mardan - Women Without Men

"Bundan sonrası sessizlik. Sessizlik... Ve başa hiçbir şey... Sandım ki, acılardan kurtulmanın tek yolu bu dünyadan göçmektir."

Shirin Neshat'ın yazıp yönettiği, Venedik Film Festivalinde Gümüş Aslan'la ödüllendirilen, İran Sinemasının geneline göre cesur sahneleri ile şaşırtan Erkeksiz Kadınlar filmi var sırada. Neshat bu filmde bize, 1950'li yılların İran'ına da göz atma şansı veriyor ve devrim öncesindeki kadınların yaşamları hakkında fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Birbirinden farklı, hayatlarıyla mücadele eden 4 kadının, geçmişinden, mutsuz oldukları düzenlerinden, adaletsizlikten belki de kendilerinden kaçışlarını anlatan bir hikaye. Kadınların, hangi dönemde olursa olsun özgürlükten aldığı payın azlığını çarpıcı görüntülerle, feminist bir duyarlılıkla anlatıyor; sistemden öte, mutsuzluğun ve kaçışın sebebini erkeklere yüklüyor. Filmin siyasal yönü de, 1953 yılında, başbakan Muhammed Musaddık'ın, İran'da bulunan İngiliz petrol tesislerini millileştirmesi ile yaşanan ekonomik ve siyasal buhran sonrasındaki devrilme sürecini konu almasıdır.


                             ~~ MUNİS ~~
Adaletin, hırsın simgesi Munis. Siyasal gelişmelerle, toplumsal olaylarla yakından ilgili. Birçok kadının aksine radyodaki haberlere kulak kabartır, kaygı duyar. Mücadele etmek ister asi ruhu. Onun yeri kocasının yanı değil, özgürlüğün mücadelesinin verildiği sokaklardır. Abisi Amir Khan tarafından, yaşı 30'a geldiği için zorla evlendirilmeye çalışılan bir kadındır Munis; kaçışı ölmekte bulur ancak ölüm onun için bir son değil başlangıçtır.
,

                       ~~ FAEZEH ~~
Saflığın, aşkın, bağlılığın simgesi Faezeh. Tutsak bedeni kitaplardan öğrenir her şeyi; evinin kadını olmak, Munis'in abisinin eşi olmak hayali. Aşk mantıktan uzaklaştırır, insana yapmayacaklarını yaptırır. Elinde büyüsü, Amir Khan'ın kendisine bağlanmasını ister. Kıskançlıkla attığı iftiradır onu bulan ve gitmesine sebep olan. Bir yanda utanç diğer yanda özlem ve aşk. Döner dolaşır doğru ve yanlış onu bulur.

                                 ~~ FAHRİ~~
Mutsuzluğun, hayallerin, sanatın, dostluğun simgesi Fahri. Uğruna her şeyden vazgeçtiği evliliğinde sıkışıp kalan Fahri'yi yeniden alevlenen aşkı düşürür yollara. Şarkı söyleyen sesini hatırlamak ister bu kaçışında. İçinde saklayıp öldürmek zorunda kaldığı kadını yaşatmak ister tekrar.
 
                           ~~  ZARİN ~~
Arınmanın, kayboluşun, huzurun simgesi Zarin. Başkalarına sunduğu bedeninin içinde kayıp ruhu. "Kadın vücudu çiçek gibidir, açmaya başladı mı yakında solmaya da başlar." Solmaktan kurtulmak için kaçtı Zarin. Tırnaklarla kazınsa beden arınır mı geçmişten kalan kirler?

Bir yolun sonunda kesişir hayatlar. Yeni başlangıçlar, umutlar gübre olur çiçeklere. Ama kadın, çiçekti ve solacaktı, doğru bilinenler yanlış çıkacaktı. Hayal edilenler hayal kırıklığı yaratacak, beklentiler kalp kıracak.



  
"Ölüm zor değildir, düşünmesi zordur. Peşinde olduğumuz tek şey, yeni bir yol bulmaktı; özgürlüğe doğru..."


                                                     

6 yorum:

  1. Belki kendinizi doğulu hissettiğinizden böylesi güzel bir blog oluşturdunuz ama ne olursa olsun şu çileli dünyada bir rahat yüzü görmek isteyip te cehalet yüzünden başka bir yüz görememiş insanların dram perdesini nette paylaştığınız için hayranlığımı hoş görün lütfen.. Hayatta başarılar ve güzellikler sizin de olsun!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Belki yön duygum olmadığından belki de bir yere ait hissedemediğimden daha objektif bakabiliyorum diyebilirim. Sadece "hayat"a önem veriyorum, nerede yaşıyor olursa olsun. Bu filmler "insan" anlatıyor, koşullara göre duyguları anlatıyor; ben de, yarattığı etkiyi becerebildiğim kadar aktarmaya çalışıyorum. Ne mutlu bana ki sizlerden güzel dönüşler alabiliyorum. Saygılar.

      Sil
    2. kendini bir yere ait hissetmeme... bence en kutsal özgürlük bu olsa gerek...

      Sil
  2. Merhaba, İran filmleriyle ilgili bir blog yazmanız ne kadar güzel. Benim de çok ilgimi çeker bu ülkenin sineması. Yazılarınızı çok beğendim ve devamını da okumak isterim. Ayrıca 'Cennetin Rengi' filmini göremedim yazılarınızda. İzlediğinizi tahmin ediyorum ama izlemediyseniz kesinlikle tavsiye ederim ve yorumlarınızı okumak isterim. Hoşçakalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, 'Cennetin Rengi' ilk izlediğim filmlerden biridir ancak henüz onunla ilgili bir yazı yazamadım. Zorunlu sebeplerle verdiğim arayı bitirince mutlaka yayınlamış olacağım. İlginiz için teşekkür ederim. Sevgiler.

      Sil
  3. Teşekkür ederim. Blog'unuzu ben de takip etmeye başladım. Size de başarılar diliyorum.

    YanıtlaSil