Genellikle insan psikolojisi ve davranışlarına yönelik hikayelere sahip bu filmlerin baş kahramanları çoğunlukla çocuklar oluyor. Zenginlik yok, teknoloji yok denilecek kadar az (yakın tarihteki filmlerde kaçınılmaz kullanım), sadelik ve saflık ön planda. Sanatsal bir derinlik var özünde.
İNSAN işleniyor bu filmlerde ve izleyenlerin ruhuna işliyor her bir kare. Boğazda düğümler bırakan sahneler hafızalara kazınırken, bizden biri oluyor o bakışların, seslerin sahipleri.
İran'ın bildiğimizi sandığımız ama belki de hiç görmediğimiz bir yüzü. Karı-Koca ilişkileri, aile bağları, toplumun davranışlarını, fakirlik, gelenekler, inanışlar... Hepsinden bir parça bulabilirsiniz her bir filmde. Bir yerlerden umudu yakalayabilirseniz ne ala.
İzlediğim onlarca filmden çıkardığım, tebessüm ettiren iki küçük ayrıntıyı da paylaşmak isterim. Gerçekte İranlılar öyle midir bilmem ama karakterler genellikle inatçı ve izleyerek çok fazla Farsça kelime öğrenemiyorsunuz :)
Sürekli sadece Amerika'ya meteor düşmesinden, boşanılan kocanın bir afet sırasında kahraman olup tekrar karısıyla barışmasından, dünyayı kurtaran süper kahramanlardan, özetle klişe senaryolu Hollywood filmlerinden sıkılıp yeni bir soluk arıyorsanız İran Sineması tam size göre olabilir. Belki siz de benim gibi 2 film izlediğinizde 3.'yü izlemek isteyeceksiniz. Denemeye değer.
bu anlattıkların ışığında farklı bir mecra ve görüş açışıyla bakacağımı düşünüyorum dost.
YanıtlaSilİlk yorumla şeref verdin. Bereketli olur umarım :)
Sil